Özet geçmek gerekirse: Yeni nesil içerik

Yeni nesil içerikten ne kastediyorum? Bunu, özellikle son bir iki yılda internete neredeyse hakim olmuş 'dijital doğanlar' diye nitelenen kesimin ilgi gösterdiği, paylaştığı ve katkıda bulunduğu içerik tarzı şeklinde özetleyebilirim. İyidir veya kötüdür bilemem ama yeni dönemde 'popüler içeriğin' kuralları bunlar. Belki de yüz yıldır böyleydi de, yayıncılar kendi bildiklerini okumakta inat ediyorlardı, bilemiyorum...


Bu yazıyı okuyanlar büyük ihtimalle bu özelliklerden de haberdardır. Dediğim gibi amacım, okuduğum ve gözlemlediğim kadarıyla ‘özet geçmek’... Yeni nesil içeriğin özellikleri:

Paylaşılarak yayılabilir nitelikte

İlk şart tabii ki paylaşılabilir olması. Bunun da net bir formülünü bilmiyoruz. Formülü bilen adam şu anda muhtemelen çelik kasasındaki paraları saymakla meşguldür… Bilinen şey; okuyan / izleyen kişinin bir içeriği paylaşırkenki ana motivasyonunun, çevresinden takdir görmek olduğu. “Bakın ben ne komik şeyler izliyorum, bakın ben ne ilginç şeyler izliyorum, bakın ben ne kadar duyarlıyım ve sizin için faydalı biriyim…”

Kolay ulaşılabilir ve kolay tüketilebilir
İçerikle okurun / izleyicinin arasına engeller koymaktan vazgeçmeliyiz. Onu bir saniye bile oyalamamız mecradan çıkıp gitmesi için yeterli. İlk bakışta konuyu anlayabilmeli.

İlginç, ilgi çekici, eğlenceli

Bir markanın, yılın ilk çeyreğinde elde ettiği kârı anlatan basın bülteni haberinden tutun bir atama haberine kadar tüm haberler ufak dokunuşlarla daha ilginç bir hale getirilebilir. Bu arada, nostalji her zaman ilgi çekici ve eğlencelidir.

Faydalı, bir derde derman olan

Bilgi herkese lazım. İnternette herkes bir derdine derman arıyor. Arama motoruyla senli benli konuşacak kadar samimi olmuş insanlarız sonuçta. Örneğin “nasıl” sorusuna cevap veren içeriğin gönüllerdeki yeri her zaman sağlamdır.

Kısa cümleler, kısa paragraflar, kısa videolar…

Aslında bu yeni bir şey değil. Yıllar önce, daha internet bu kadar coşmamışken, okuldaki habercilik derslerimizde de bunlar vurgulanıyordu. Karşımızda oldukça tezcanlı ve çabuk sıkılan genişçe bir kitle var.

Yalın, samimi ve dürüst

Metinlerde soğuk ve resm cümleler anlatım açısından çok da iyi bir şey değil. İyi olan; biraz samimiyet, biraz –becerebildiğimiz kadarıyla- mizah...
Başlık ve içerik uyumu, yani vaadedilenle gerçekte varolanın uyumu çok önemli. İçerik tüketicisi ‘kandırılma hissi’ yaşarsa intikamı acı olabilir.

Özet niteliğinde

“Arkadaş, bu Merkez Bankası önemli bir şeyler açıkladı ama ben o kadar şeyi okuyamıyorum. Okusam da anlayamam, bi toparlayıverin” diyen binlerce kişi vardı geçtiğimiz haftalarda. İnsanların zamanı kısıtlı, hayat hızlı. Hap bilgiyle ayakta duran milyonlarca kişi var. Akıllı telefonundan 10 bin vuruşluk bir yazıyı okumaya çalışan zavallıları düşünün.

Listeler

İçeriği liste şeklinde sunmak, son dönemde yapılan en dikkat çekici işlerden biri. Yine yukarıdaki akıllı telefonlu garibin halini düşünün… Liste sitelerinin trafikleri, paylaşım oranları da ortada.

Fotoğraf, görsel

Video içeriğinin patlayacağı konuşuluyordu ama patlayan görsel oldu sanırım. Twitter’da milyon takipçisi olan ve sadece görsel paylaşan onlarca hesap var. Görselli Facebook iletilerinin daha çok paylaşıldığını zaten söylemeye bile gerek yok… Caps ve Gif’leri buna ekleyebiliriz.

Derleme

İçerik küratörlüğü, önümüzdeki dönemde en çok konuşacağımız konulardan biri. Farklı kaynaklardan, konulardan derlenmiş içeriğe ihtiyaç duyuluyor. Yukarıdaki ‘özet’ maddesi gibi düşünebiliriz.

Ortak hislere dokunan, hikayesi olan

“Aa aynı ben, ee bu sorunu ben de yaşamıştım, vay be” gibi cümleler kuran kişi muhtemelen üç vakte kadar o içeriği paylaşacaktır.

Etkileşime açık

Bu da hepimizin malumu. Yaşayan, konuşan ve gelişen içerikler… Bu arada evet, bu içerik de gelişime açık. Muhakkak eksikleri vardır.


Durum böyle. İyi veya kötü demiyorum ama yeni nesil içerik tüketicisiyle iyi geçinmek için bu maddelerin en az yarısını sağlamak şart.

Yazı ilk olarak Turkcell Blog'da yayınlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder